Bir Gönül Çağrısı
Ey Ümmet-i Muhammed ; “Allah ve melekleri, peygamberi çok salat ederler, Ey müminler! Siz de ona salavat getirin ve tam bir teslimiyetle selam verin.” (El-Ahzab-56)

“Bana en yakın olanlar, üzerime en çok salavat getirenler olacaktır.”


“Meclislerinizi salavat ile süsleyiniz.”

Bir Gönül Çağrısı
Ey Ümmet-i Muhammed ; “Allah ve melekleri, peygamberi çok salat ederler, Ey müminler! Siz de ona salavat getirin ve tam bir teslimiyetle selam verin.” (El-Ahzab-56)

“Bana en yakın olanlar, üzerime en çok salavat getirenler olacaktır.”


“Meclislerinizi salavat ile süsleyiniz.”

Bir Gönül Çağrısı
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Bir Gönül Çağrısı


 
sonsuzlukAnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yapZiyaretçi Defteri

 

 NEFSE UYMAK

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
canparçası
Site Moderatör
Site Moderatör



Mesaj Sayısı : 118
Kayıt tarihi : 20/11/09

NEFSE UYMAK Empty
MesajKonu: NEFSE UYMAK   NEFSE UYMAK Icon_minitimePtsi Mart 01, 2010 10:07 pm



“Acaba insanı çıldırtan yerine gelmeyen bir özlem midir?”

Yapıp yapıp pişman olanlardan mısınız siz de? Yoksa, defaatle özür dileyenlerden ikrâh edenlerden mi? Bir meseleye dikkatle riâyet edişiniz, sizi başkalarının da bunu yapabileceği vehmine götürmesin sakın! Her insan farklı meyillerle, arzularla donatılmış. Birinin suhûletle yaptığı bir şeyi, yahut tiksintiyle kaçındığı bir meseleyi, bir diğeri büyük savaşlarla ancak becerebiliyor olabilir. Kimsenin meyil ve arzu kuvvetini teraziye koyup tartamadığımız için de, kimseyi kimseyle karşılaştırmak hakkaniyetli olmasa gerek.

Biliyorum, zira ben de aynı hatayı defaatle yapanlar sınıfındanım. Biliyorum, çünkü ben de tekrar tekrar affedilmek istiyorum. Kalbimin çeperlerini genişletmek için ittirircesine de affetmeye çalışıyorum.

Fütuhat-ı Mekkiye’de şöyle deniliyor:



“Bilmelisin ki: İnsan kendiliğinde bir âlemdir. Hacim bakımından küçük olsa bile, anlam bakımından çoktur(büyük). Bu nedenle ‘ancak sana ibadet ederiz’ şeklinde çoğul ifade kullanılır. Burada organları, iç ve dış kuvvetleri öne geçenlerin hükmüne boyun eğdirdi. Öne geçenler ise, akıl, nefs, ve arzu gücüdür. Her biri belirli bir vakitte cemaatte imam olur. Bütün itaatler akla, mübahlar nefse, itaatsizlikler ise arzu gücüne yakınlaştırır.”

“Akla şöyle denilir: Nefs, yaklaştırıcı amellerde sana uymaktan ve sen imamlık yaparken seni önder edinmekten usanmış, mübahlara yönelmiş ve sana ‘imamlık’ yapmaya yeltenmiştir. Sen de ona uy ve arzu gücü kendini kandırmasın diye bir koruyucu olarak onun ardında namazını kıl! Çünkü, kendisini harama düşürebilme umuduyla, mübahlara dalmışken arzu gücü nefse uyar.’”

Sadakte ya Şeyh!

Ben de tam böyle giriyorum hep günaha.

Nefsim aklımın boyunduruğuna girmekten usanıyor, ve adeta tatil yapmak istiyor, “Off sıktın artık bırak beni!” diyor. Akıl ona küsüp bırakırsa, nefis başına buyruk hareket ederken günaha düşüyor. Yok akıl ona rıza gösterir ama eşlik ederse, gitmek istediği yere onunla birlikte giderse, o zaman serbestiyet içinde sarhoşken sınırı aştığında müdahale edebiliyor. Bu yüzden aklın nefse küsmeye hakkı yok. Yine bu yüzden akıl nefsi hep affetmeli ve yanından ayrılmamalı. İkazdan usanmamalı.

Yine gülümseyerek Üstadın ‘bazı latifeler vardır onlara söz geçmez,mizana da gelmezler’ kabilinden sözlerini hatırlıyorum.
İlginçtir ki bu meseleyi kadının imamlığı bahsinde anlatıyor Şeyh. Ve ‘caizdir’ derken buna dayanarak söylüyor. “Kimi yerde kimi zamanda nefsin öne geçmesine izin verilmelidir” diye bir yorum yapıyor.
MONA İSLAM

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
NEFSE UYMAK
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bir Gönül Çağrısı :: islam ve ahlak :: Genel konular-
Buraya geçin: