Kabirle ilgili sorular
“1. Kabirde sorgu sual kabre ilk girildiğinde mi
veya ruh alındığında mı başlar? Günlerce, ruhu alınıp da bekletilen kişiler için
sorgulama nasıl olur? 2. Yeni vefat etmiş kişinin ruhu bulunduğumuz şehadet
âlemine gelmesi mümkün mü? Mesela ölmüş baba geride bıraktığı çocukları,
annesi... yakınlarının üzüntüsünden haberdar olur mu? 3. Ölü için kabir ile evde
Kur’ân okuma sevap fazileti açısından bir fark var mı? 4. Kabir başında
özellikle okunması gereken dua ve sureler nelerdir? 5. Kabirde ölünün ayak
ucunda durup da Kur’ân-ı Kerim okurken ölü bundan haberdar olur mu? 6. Ölü için
yas tutanların sesli ağlamasının ölüye zararı var mı? 7. Komşu kabirlerde
bulunanlar birbirinden haberdar olurlar mı? 8. Kabirde zaman nasıl işler?”
1- İnsan öldükten sonra, insan ruhu âlem-i berzaha gider. Berzah
âleminde kişi sorgu meleklerinin sorularıyla gözünü açar. Yani kabirde sorgu ve
sual insan öldüğü anda başlar. İnsan öldüğünde cesedi her ne kadar kabre
defnedilmekte geciktirilmiş olsa da, insan ruhu âlem-i berzaha girmiş olur ve
cesediyle ilişkisiz olarak sorguyla muhatap olur.
2- Vefat etmiş kişinin
şehadet âlemi ile ilişkisi zahirde bitmiş olur. Fakat geride bıraktığı yakınları
ile aralarında manevî hatlar kesik olmaz. Meselâ rüya manevî bir hattır. Kimi
zaman ölmüş kişilerin ruhlarının evine geldiği, geride bıraktığı çocuklarının
üzüntüsünden haberdar olduğu şeklinde yaşanmış vakalar anlatılmaktadır.
Bediüzzaman Hazretleri de “Ehl-i Cennet ruhları berzah âleminde yeşil kuşların
cevflerine girerler ve Cennette gezerler”1 hadisinin yorumunda, bazı ruhların,
Allah’ın izni ile, sinek gibi bir kısım hayvanların içerisine girerek şehadet
âlemini temâşâ edebildiklerini kaydeder.2 Çünkü her iki âlem arasında çok ince
bir perde bulunduğu bilinmektedir.
3- Ölü için kabirde Kur’ân okuma ile
evde Kur’ân okuma arasında sevap ve fazilet bakımından fark yoktur. Fakat kabir
başında Kur’ân okurken ahireti daha çok hatırlayarak aldığımız ibret nedeniyle
daha fazla hüzünlenip, daha fazla ihlâs içine girebiliriz. Kur’ân’ı hüzünle ve
ihlasla okumak ise daha çok sevaptır. Peygamber Efendimiz (asm): “Hüzünlü
insanlar Allah’ın himayesindedir”3 buyurmuştur.
4- Kabir başına
varıldığında kabristanda yatanlara selâm verilir. Bu sünnettir. Selâm şöyle
verilir: “Esselâmü aleyküm ehle’d-diyari mine’l-Mü’minine ve’l-Müslimin. Ve innâ
inşaallahü biküm lâhikûn. Es’elüllahe lenâ ve lekümü’l-âfiye.” (Meâli: “Allah’ın
selâmı burada yatan Mü’min ve Müslümanların üzerine olsun. Bizler de inşallah
size katılacağız. Allah’tan bize ve size afiyet dilerim.”)
Ölenlere
selâm verdikten sonra duâ okuyarak onların bağışlanmalarını, azapları varsa
kaldırılmasını veya hafifletilmesini Cenab-ı Allah’tan dileriz. Üç ihlâs ve bir
Fatiha-i Şerife okunabileceği gibi, zamanımız kısıtlı değilse Yasin Sûresi veya
Mülk Sûresi de okunarak bağışlanabilir. Peygamber Efendimiz (asm): “Yasin
Kur’ân’ın kalbidir. Bir kimse Yasin’i okur ve Allah’tan ahiret saadeti dilerse,
Allah onu bağışlar. Yasin Sûresini ölüleriniz üzerine okuyunuz”4 buyurmuştur.
5- Ölen kişinin kendisini ziyaret edenleri görebileceği ve kendisi için
okunan duâlardan ve Kur’ân’dan manevî feyiz noktasında hissedar olabileceği
şeklinde rivayetler vardır.
6- Ölen kişi eğer kendisi için yas
tutulmasını istemişse, kendisinden sonra tutulan yasla ilgili rahatsız olur ve
azap görür. Fakat böyle bir vasiyeti yok idiyse, yas tutan kişi kendisi günahkâr
olur. (Ölü için isyansız ve teslimiyet içinde gözyaşı dökmekte bir sakınca
yoktur ve bu konumuzun dışındadır.)
7- Âlem-i berzaha gidenler komşu
kabirlerde olmasalar da birbirleriyle görüşebilirler.
8- Âlem-i berzah
ebedî hayatın bir parçasıdır. Orada zaman, dünya zamanı ile ölçülmeyecek ve
kıyaslanmayacak derecede farklıdır.
Dipnotlar:
1- Müslim,
3:1502, Müsned: 1: 238.
2- Sözler, s. 466
3- İbni Ebi’d-Dünyâ
4-
Müsned, 5/256